Gerçek mutluluk, insanın sevdiği işi yapması, yaptığı işi sevmesidir. Bu da denemek, keşfetmek ve öğrendiklerini hayata geçirmekle olur.
Ekipler, karmaşık sorunlara yenilikçi çözümler getirerek örgütleri daha hızlı ve daha rekabetçi kılabilir, pazar ve müşteri gereksinimlerine daha iyi cevap vermelerini ve misyonlarını gerçekleştirmekte daha başarılı olmalarını sağlayabilirler. Ekiplerin yüksek performans göstermesi her zaman kolay değildir ve ekiplerin başarısız olmasının bedeli çok yüksek olabilir. Ekip etkinliğini arttırma yolunda atılacak ilk adımlardan biri, ekip kurma aşamasını dikkate almaktır. Açık seçik bir doğrultu belirleyerek ve belirlenen hedeflere uygun nitelikte liyakat sahibi ekip üyelerini seçerek, ekibinizin desteğini arkanıza alarak, kilit ilişkileri geliştirerek ve dış etkenleri göz önünde bulundurarak, kurulma aşamasında ekipleri kuşatan sorunların büyük bir bölümünü en baştan devre dışı bırakabilirsiniz.
Ekip üyeleri alanlarında yetkin, başarılı olabilir ama bunlar tek başına yeterli değil. Ekip içi uyumda çok önemlidir! Geçmişte genel müdürlüğünü yaptığım AVM’lerden birinde bunun önemini çok iyi anladım. Ekip üyeleri aynı zamanda vefalı, özverili ve ketum olmalı. Ego, kıskançlık, açgözlülük, tembellik, kuyu kazma, dedikodu gibi negatif özellikleri de taşımamalı! Öte yandan ekipte herkesin yapacağı işin, en başında belirlenmesinin faydalı olacağı kanaatindeyim. Bu, bireylerin rollerinin ve sorumluluklarını açıkça anlaşılması için gereklidir. Tabi ki keskin çizgilerle görev dağılımları belirlenmesi zordur. Ancak muğlakta bırakılan görev tanımlarında işin ucundan yeterince ciddi tutulmayacağı gibi, işler kötü gittiğinde de ortada sorumlusunu bulamazsınız. Bazı işlerin birden fazla sorumlusu olması gerekebilir veya sorumlusu bellidir ama desteğe ihtiyaç duyulabilir. Böyle durumlarda en iyi çözüm ekip ruhu ve dayanışma ile hareket etmektir. Yani başkasının görev alanına müdahale etmeden, yardıma ihtiyaç olunan durumda diğer ekip üyesine – yardım talebinde bulunulmasına gerek kalmadan- yardımcı olmaktır.
Ekibinizle sorumluluğu paylaştığınız kadar, gücü de paylaşmaktan çekinilmemesi gerekmektedir. Kaliteli bireylerden oluşan ekipler kaliteli olur diyemeyiz. Ekip kalitesi için iki temel gereklilik söz konusudur. Birincisi, ekip üyelerinin doğruluğunu tartışmayacakları ve kesinlikle uygulayacakları ortak bir değer sisteminin varlığı. İkincisi, ekip olarak uyumlu çalışma becerilerinin geliştirilmesi. Ekip çalışmasına yatkın bireylerin en önemli özelliği, iyimser olmalarıdır. İyi ekip oluşturmanın iki temel şartı vardır: Birincisi profesyonel olmak, ikincisi olgun insan olmak. Bugün olgunluk kavramı, karşımıza duygusal zekâ olarak çıkmaktadır. İyi ekiplerin en önemli özelliği, ortak ve heyecan veren bir amaca sahip olmalarıdır. Sadece zekâsına, mesleki bilgi, beceri ve yetkinliklerine güvenen; Olumlu ilişkiler geliştirmeyi zaman kaybı ve gereksiz bir lüks olarak gören kişiler, ne kadar zeki, mesleklerinde ne kadar yetkin olurlarsa olsunlar, mesleki nitelikleriyle hak ettikleri ölçüde geniş ufuklara yelken açamazlar. Artık en iyi performans gösterenler listesinin ilk sıralarında, IQ’su yüksek olanlar ya da teknik bilgisi olanlar değil, iş arkadaşları ile sağlıklı iletişim kurabilen, ekip çalışmasına yatkın, duygusal olgunluk düzeyi (EQ) yüksek kişiler yer almaktadır.
Mal veya hizmet alan herkes müşteridir. Kurumdan aldığı hizmet ya da ürün için ödeme yapan herkes müşteri olabileceği gibi, kurum içinde karşılıklı iletişim halinde olan bütün çalışanlar da birbirinin müşterisidir. Bu, iç müşteri kavramı olarak tanımlanmaktadır. Günümüzde, iç müşteri kavramına önem vermeden ve iç müşteri mutluluğu sağlanmadan, dış müşteri mutluluğuna ulaşmak mümkün değildir. Bir işletmede iç müşterilere verilen hizmetin kalitesi, dış müşterilere verilen hizmetin kalitesini büyük ölçüde belirliyor. Örneğin patronun ekibe verdiği destek ve onlara duyduğu inanç ekibin motivasyonunu, dolayısı ile verimliliğini etkilemektedir. Perakende mağazalar zincirinde yapılan bir araştırmada, duygularını denetleme ve stresle başa çıkma becerisine sahip mağaza yöneticilerinin, metrekare başı kârlılıklarının daha yüksek olduğu ortaya konmuştur. Hem fark yaratacak hizmet anlayışını getirmek için hem de verimliliği ve satışı artırmak için eğitim şart!
Eğitimin esas amacı verimliliği ve satışı arttırmaktır. Avrupa Birliği araştırmalarına göre, ilave her bir yıllık eğitim, verimlilikte yüzde 6, gelir düzeyinde yüzde 5 artış sağlamaktadır. Eğitim ve mesleki eğitime yatırım, bilgi ekonomisinin en iyi yatırımı olarak kabul edilmektedir. Verimliliği arttırmak için iş gücü daha eğitimli hale getirilmelidir. Yönetici, takım koçluğudur. Bu iş, topu tek başınıza ayağınıza alıp oynadığınız bir iş değildir. O yüzden o topu dağıtmak, tekrar almak, tecrübeye bağlı olarak yapılırsa çalışma hayatı zevkli hale geliyor. Yöneticinin başarısının sırlarından biri de iş ayrımı yapmadan her kademede çalışması ve mesleki birikim ve bilgi olarak dağarcığını kuvvetlendirmesidir. Aynı şirket içinde değişik görevlerde bulunmak da personelin kişisel gelişimi için faydalıdır. Rotasyonu teşvik etmek, insanların farklı yerlerde farklı tecrübeler kazanmalarına ve zenginleşmelerine sebep oluyor. Farklı şeyler birleştikçe daha iyiyi yorumlayabiliyor, daha paylaşımcı oluyorsunuz. Kariyer yolculuğunda sabırlı ve mücadeleci olmak şart!
AVM’lerde, inşaat firmalarında, emlak sektöründe istisnasız her alanda ekip çalışması ve ekip dayanışması önemlidir. Ekipte bir kişi yoksa, herkes eksiktir!