Faruk Sağın
Faruk Sağın Markası Genel Müdürü
Bize kendinizi tanıtır mısınız?
İnsanın kendisini anlatması zordur ama lise öncesi için sıradan herkes gibi bir hayatım olduğunu söyleyebilirim. Lise yıllarında sıkı bir hiphop’çıydım. Çılgın giyinirdim; ters takılan şapkalar, bol tişört ve pantolonlar… Pantolonumda zincir illaki olurdu. Yırtık jean’lere, deri ceketlere bayılırdım. O zamanlar tarzım, birçok kişiye garip geliyordu.
Aslında babam Türkiye’nin önemli ayakkabı üreticilerinden ve benimde kendisi gibi ayakkabıcı olmamı istiyordu. Benim ruhumda da vardı bu. Endüstri Mühendisiyim. Mimar Sinan Üniversitesi’nin Endüstriyel Tasarım Yetenek Sınavı’na girdim. Kara kalem çalışmasında 7’nci oldum. Ertesi sene Marmara Üniversitesi’nin sınavına girdim onu da kazandım. Babam bu bölümü okumamı çok istiyordu. Onun da yönlendirmesiyle üniversitede bu bölümü tercih ettim.
Daha sonra babamın ayakkabı fabrikasında AR-GE bölümünde çalışmaya başladım. Türkiye’de ürün eksiği olduğunu gördüm. Babamı kopyalamak yerine yeni bir şeyler üretmek istiyordum, dahası Türkiye’nin de buna ihtiyacı vardı. Ve kendi markamı yaratmak için harekete geçtim.
Markanızı kuruluşundan bugüne anlatır mısınız?
Daha önce de demiştim, babamın fabrikasında görev alıyordum. Çin’deki fabrikamızın üretim planlama kısmında görev almaya gittim. Çin’deki 2 yıllık görevim sırasında, ileride hayatımın dönüm noktasını oluşturacak, dünyaca ünlü markaların nasıl seri üretim yapıp, daha çok kazanma uğruna tasarımlardan uzaklaştığını ve bundan dolayı gittikçe birbirine benzeyen tasarımların ortaya çıktığını gördüm. Bunu bir fırsata çevirmem gerektiğini düşünüp, 1 ay içerisinde toparlanıp Türkiye’ye döndüm. 1 buçuk yılda dondurduğum okulumu bitirip, yapacağım markanın logosunu, kurumsal çizgisini tarzını ve ne üzerine olması gerektiğini kararlaştırdım. Hedefim büyüktü. Ama imkansız değildi. Hedef ne kadar büyükse yolunu o kadar aydınlatır. Kutup yıldızının yön belirlemek için kullanılması gibi.
Hangi yolu kullanacağım belliydi. En iyi bildiğim işle başlamalıydım. Yani ayakkabı; bu noktada üretim sektöründen modacı olma adımını atmış oldum. Çocukluktan gelen bir çizim yeteneğim vardı. Bu yeteneğimi doğru yönlendirerek özel bir ayakkabı koleksiyonu tasarlamaya başladım. Erkek ayakkabı sektöründe alışılmışın dışındaki renkleri kullanma cesaretini Türkiye’de gösteren ilk kişiydim artık.
Tabii ki, ilk yaptığım işlerde birçok hüsranla karşılaştım ama asla yılmadım. Moda dediğimiz şey sevginin bir tık yukarısında, aşkın bir tık altındadır bence. “Ne kadar gönül verirse kişi, o kadar güzel şeyler çıkar ortaya” düşüncesiyle bende yaptıklarımı sosyal medya aracılığıyla benimle aynı düşünceye sahip insanlara sundum. Dönemin en iyi erkek moda blog sayfaları ürünlerimi fark etti ve bana sosyal medyada destek verdi.
Maddi kaynağı nereden buldum diye soracak olursanız, “Ah o melborne kırmızısı BMW 3.20i arabam” derim. Sattığım arabayı sermaye yapıp internet sitesi ve tasarımlarımı ürettirdim. O gece hesabımda son 20 TL kalana kadar harcadım. Ve sabah güneşi sürprizlerle dolu oldu…
Ertesi gün tasarımlarım yani ‘ilk sermayem‘ nakite dönmeye başladı. Çok kısa bir süre sonunda hesabımdaki para 1000 katına çıktı.
2014 yılında kurulan bir firma olarak erkek modası denilince akla gelen isimler arasına girdiniz. Başarınızı neye bağlıyorsunuz?
Faruk Sağın, klasik ve modern tarzları ustalıkla birleştiren, şehirli, stil sahibi, karizmatik ve her daim formda görünmek isteyen erkeklere hitap eden bir tasarım çizgisine sahip. Türk erkeği iyi parçalar seçmede ve kaliteli ürüne karar vermede oldukça başarılı ancak parçaları birleştirmede yani kombin ortaya çıkartarak stil oluşturmada henüz sınıfı geçebilmiş durumda değil. Faruk Sağın stil ekibi olarak parçaları nasıl kombinleyeceklerini, iş ortamından tutun herhangi bir sosyal ortam içinde dikkati üzerine çekecek şıklıkta giyinmeleri konusunda önemli bir rehberliği üstlenmiş bulunuyoruz. Öyle ki kombin önerilerimizi takip eden erkekler; modellerimiz üzerinde gördükleri kombinleri birebir taşıyabilmek için kendilerine dikkat etmek durumunda kalıyor. Böylece Türk erkeğini fit olmaya da sevk ettiğimizi gönül rahatlığı ile söyleyebilirim. Tüm bunların toplamına baktığımızda başarımızın sırrı; Türk erkeğini ve giyim zevkini iyi analiz etmemizde saklıdır. Zevk sahibi olan Türk erkeğini ürkütmeden, doğru bir stile yönlendiren ve bunun için sürekli yenilenerek koleksiyonlar geliştiren bir marka olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Modern, şık ve tarz görünmek isteyen erkekler; Faruk Sağın bunu diyorsa ya da koleksiyonuna bunu koyduysa mutlaka bunda bir şey vardır dedirtebildiğimizi geri dönüşlerden görüyoruz ki bu da önemli bir başarı kıstası bizim için.
Erkek modası da son dönemde kadın modası kadar önem kazandı. Hazırladığınız koleksiyonlarda nelere dikkat ediyorsunuz?
Evet, dediğiniz çok doğru. Erkek moda algısı öyle değişti ki artık bu durum “İçinde bulunduğumuz dönemin yansıması” olarak tanımlanıyor. Bundan 10 yıl önce, dar ve kısa pantolon giyen ya da normal çorap yerine babet çorap giyerek podyumda yürüyen mankenler görüldüğünde, koleksiyondaki parçalara farklı yakıştırmalar yapılabiliyordu. Bugün bütün bunlar ortadan kalktı. Çünkü yeni akım rahatlık ve şıklık. Bu trend, iş insanları arasında hızla yayılıyor.
Artık erkekler karizmatik takım elbiselerini spor görünümlü klasik ayakkabılarla tamamlıyor. İş insanları ‘smart casual’ dediğimiz daha rahat ama stilinden taviz vermeyen görünümler tercih ediyor. Faruk Sağın markası bu akımın ortaya çıkmasında da gelişmesinde de zenginleşmesinde de ciddi katkı sağlamıştır.
Türkiye’de yalnızca online kanallar üzerinden 2 yılda satış ile cironuzu 24 katına çıkarttınız. Gelişen teknoloji ile alışveriş alışkanlıkları değişim göstersede cadde mağazacılığı ve hayatlarımızın vazgeçilmezi haline gelen AVM mağazacılığı konusunda düşünceleriniz nelerdir?
Online olarak hizmet vermenin büyük avantajları bulunuyor. Türkiye için konuşursak Edirne’den Van’a herkese ulaşmamız mümkün oluyor. Dünyada baktığımızda ise tüm ülkelere hizmet veriyoruz. Faruk Sağın ayakkabıları ve kıyafetlerini Avustralya’daki bir kişinin üstünde de görebilirsiniz, Fransa’daki bir kişinin üzerinde de… AVM mağazacılığı giyim sektörünün olmazsa olmazı. Dokunarak ve deneyerek almak isteyen kişi sayısı da oldukça fazla o yüzden bizde mağaza yatırımlarımıza hız kazandırdık. Sene sonuna kadar 5 tane daha mağaza açacağız.
Mağazalarınız hakkında bilgi verir misiniz? 2018 hedeflerinizde cadde ya da AVM mağazası olarak yeni şubeler olacak mı?
Yurt içi ve yurt dışında 140 bayi ve online satış üzerinden bütün dünyaya ulaşıyoruz. Avrupa ve Amerika’da büyük beğeni toplarken kendi insanımıza da daha yakın olmak istedik. Dokunarak alışveriş yapmayı ve üzerinde denemeyi seven insanların varlığını da göz ardı etmek istemedik. Bu nedenle İzmir, İstanbul ve Bursa’da mağaza açtık. İzmir’deki mağazamız Mavibahçe’de, İstanbul’daki mağazamız Metrocity AVM’de, Bursa’daki mağazamız ise Endülüs Park AVM’de bulunuyor. İlerleyen dönemlerde açtığımız her mağazada kişiye özel stil danışmanlığı hizmeti vermeyi de planlıyoruz.
2018’in sonuna kadar 5’i yurt içinde, 5’i yurt dışında olmak üzere toplamda 10 mağaza daha açmayı hedefliyoruz.
Bildiğimiz kadarı ile satışlarınızın büyük birçoğunu da yurt dışına yapıyorsunuz. Sizce, sizi tercih etme nedenleri nedir?
Özgün tasarımlarımız, kalitemiz ve stil önerilerimiz diye sıralayabilirim. Ürünlerimizin çoğunluğunu İtalyan çizgisinde üretiyoruz. Fit erkeklerin en çok tercih etiği tarz ile biz gençler ve orta yaş erkekler için üretim yapıyoruz. Şunu rahatlıkla söyleyebilirim ki, sosyal sorumluluk projesi kapsamında, erkekleri fit giyinmeye yönlendiriyoruz. Hedef kitlemizi çok iyi değerlendirip tasarımlarımızı ona uygun oluşturuyoruz. Bu yüzden en çok tercih edilen erkek giyim ve ayakkabı markasıyız.
Stil danışmanlığı hizmetiniz oldukça beğenildi. Bu konuyu geliştirmeyi düşünüyor musunuz?
Tabii ki, bu konuda çalışmalarımız devam ediyor. Mesela Whatsapp’ta, ücretsiz stil danışmanlığı hattımızı oluşturduk. İsteyen giydiği ürünlerin fotoğrafını gönderiyor sorularını soruyor. “Bu ceketin altına hangi renk pantolon giyebilirim?”, “Ayakkabı ne renk olmalı?”, “Bir iş yemeğim var nasıl bir kombin tercih etmeliyim?” diye soruları ücretsiz cevaplandıran bir ekibimiz var. Karşıdaki kişinin ölçülerini alıyorlar, eğer ona uygun bir ürün değilse, giymemesini tavsiye ediyorlar. Ben stil danışmanlarıma şunu söyledim: “Bir kişi bizden aldığı bir ürünle kombin yapmak istiyorsa başka markaların ürünlerini tavsiye edin, insanları onlara yönlendirin. Kişinin bizden alışveriş yapıp, yapmaması hiç önemli değil. Sizler stil danışmanısınız, pazarlamacı değil.”