Taylan Kümeli
Kids in the Kitchen nedir?
Kids in the Kitchen, 5-11 yaş grubu çocukları için “sağlıklı ve dengeli beslenme” eğitim programıdır. Aslında yeni bir hayat tarzıdır Kids in the Kitchen. Bir velimizin söylediği gibi “yemeği bir mecburiyetten çok zevkle yapılan sağlıklı bir alışkanlık haline getiren, okuldaki akademik başarıdan tutun da çocuğunuzun günlük hayattaki performansına kadar, hatta moduna bile olumlu katkı sağlayan ve en önemlisi onun sağlığını sahiplenmesine, ilerleyen yıllarda hayati önem taşıyan hastalıkları önlemesine ve bu hastalıklardan kendisini uzun vadede korumasına destek olan bir eğitimdir. Bu eğitim hem Türkiye’de hem de İngiltere’de bir ilktir ve sadece Kids in the Kitchen tarafından verilmektedir.
Çocuklara eğitimlerde hangi bilgileri veriyorsunuz?
10 saatlik eğitimimiz süresince çocuklara besin gruplarını öğretiyoruz, nedenleri ve niçinlerinden bahsediyoruz. Vücudumuz için çok önemli olan girdilerden bahsediyoruz; protein, kalsiyum, su, demir vs. gibi. Bunun yanında su, lif, yağ, tuz, vitamin ve porsiyon kontrolü gibi konulardan da bahsediyoruz. Eğitimlerimizde taze besin kullanıyoruz. Seanslara hem sağlıklı olanı hem de sağlıksız olanı getiriyoruz ki hem çocuklar daha bilinçli olsun hem de el becerileri gelişsin. Örneğin sağlıksız başlığı altında ballı/şekerli/çikolatalı kahvaltılık gevrek de gösteriyoruz çocuklara, sağlıklıya örnek olarak tam tahıllı yulaf da! Meyve veya sebze seansında 15-20 çeşit taze besin oluyor masanın üstünde. Çocukların eğitim esnasında duydukları şeyleri görmeleri, koklamaları, dokunmaları, tatmaları çok faydalı oluyor.
Bu eğitimi verirken çocukların beslenme konusunda “takıntılı” olmamaları konusuna da özen gösteriyoruz; sonuçta her şey sağlıklı olabilmek için! Biz, sağlık konusunda bilinçli bir neslin peşindeyiz. Özellikle günümüz koşullarını düşünürseniz, beslenme konusunda şartların her geçen gün çocuklarımızın aleyhine değiştiğini rahatlıkla göreceksiniz.
Kids in the Kitchen Projesi ile neleri hedefliyorsunuz?
Ana hedefimiz hızlı bir şekilde, büyük kitlelere ulaşarak çocukların beslenme davranışlarını değiştirmek ve çocukları kendi kendilerine yeter, bilinçli birer gıda tüketicisi yapmak. Böylece kendi sağlık ve performanslarına bir ömür boyu sahip çıkabilirler.
Öncelikle yedikleri gıdalar sağlıklı mı sağlıksız mı bilmeliler, seçici olmalılar. Sevdikleri sağlıksız gıdalar yok mu, elbette var! Onların yerine ne koyabileceklerini öğrenmeliler. Limonatayı, patlamış mısırı, pizzayı, hamburgeri, dondurmayı çok mu seviyorlar? Hepsinin sağlıklısı var; burada önemli olan bilinçli olmak.
Vücutlarının ihtiyaçlarını anlamalı ve ondan gelen sinyalleri tercüme edebilmeliler. “Sağlıklı ve dengeli beslenmeyi” alışkanlık haline getirerek kendi hayatlarını risklerden koruyabilmeliler. Ve tabii ki sağlıksız beslenmenin sonunda ortaya çıkabilecek olan risklerin de farkında olmalılar zira bugün de yarın da bu risklerin sonuçlarına önce kendileri katlanmak zorunda kalacaklar.
Genellikle çocuklar sağlıklı besinleri yemek istemezler, sizin projenizle bu algı nasıl kırılacak?
Öncelikle sağlıklı besinlerin vücutları için neden ve nasıl faydalı olduklarını öğrenecekler. Aynı şekilde sağlıksız besinlerin onlara verebileceği zararları da öğrenecekler. Bu öğrenme sürecine bizim kullandığımız yöntemler sayesinde beyinleri ve kalpleri ile dahil olacaklar.
Sevdikleri lezzetli ama sağlıksız gıdaların yerine koyabilecekleri lezzetli ve sağlıklı gıdalar olduğunu öğrenecekler. Taze besinleri görecekler, onlara dokunacaklar, koklayacaklar, tadına bakacaklar. Ebeveynleri ile birlikte mutfağa girecekler, alışverişe gidecekler, hangi yemeğin yapılacağı kararına dahil olacaklar. Bizim rehberliğimizde tam 8 hafta geçirecekler. İşte bütün bunların sonunda ve ebeveynlerin rol modelliği altında çocukların beslenme davranışları olumlu yönde değişecek.
Doymakla doğru beslenmek arasında büyük bir fark var. Aslında çocuklar, biz büyüklerin bile tam anlamıyla bilmediği doğru beslenmeyi öğrenmiş olacaklar. Peki, çocuklara bunu öğretmek ve çocukların hayatlarında sürekli olarak uygulamaları için neler yapacaksınız?
Öncelikle onlara en etkin öğrenme biçimi ile hitap ediyoruz, ki bu konu “öğrenme” açısından çok önemli. İkincisi öğrendiklerini alışkanlığa çevirmek konusunda yol gösteriyoruz. Önce ebeveynleri bir seminer ile çocuk beslenmesi konusunda bilinçlendiriyoruz ve onlara rol model olduklarını hatırlatıyoruz. Ardından çocuklara 10 saatlik, son derece iyi hazırlanmış ve akademik açıdan kuvvetli bir eğitim veriyoruz. Buna paralel bütün ailenin bizim yönetimimizde tam 60 gün geçirmesini sağlıyoruz ki bu da en köklü alışkanlığın bile değişmesi için yeterli bir süre.
Çocuklar bu eğitime ne gibi dönüşler veriyor?
Çocuklar mükemmel birer canlı. Kendilerine anlayabilecekleri şekilde faydalı bilgiler verildiğinde o kadar güzel dönüşler veriyorlar ki… Daha ilk seanstan itibaren davranış farklılıkları ortaya çıkmaya başlıyor. Aynı zamanda öğrendiklerini hemen çevreleri ile paylaşmaya başlıyorlar. Eğitimlerimizden o kadar keyif alıyorlar ki kaç tane Kids in the Kitchen seansı kaldığını üzüntü ile takip ediyorlar. Yeni gıda denemeyi sevmeyen çocuklar denemenin korkulacak bir şey olmadığını keşfediyorlar. Eskiden dolapların üzerinde saklanan şekerli ürünlere ortada olsa bile yüz vermiyorlar. Sağlıksız gıdaları yedikleri zaman birkaç lokma sonra durmayı başarabiliyorlar zira biz onlara herhangi bir şeyi yasaklamak yerine “sadece arada bir” konseptini ve porsiyon kontrolünü öğretiyoruz.
Doğru ve sağlıklı beslenme beraberinde neleri getirir?
Doğru ve sağlıklı beslenme insan vücuduna farklı konularda ve önemli şekillerde destek olur. Sağlık getirir, ki bu bedelsizdir. Kalp hastalıkları, damar hastalıkları, diyabet, obezite, kanser gibi büyük hastalıklardan korunma imkânı sağlar. Zindelik verir, üretkenliği ve başarıyı arttırır. Ruh halimize bile pozitif etki ederek yaşama sevinci verir.
Beslenme hakkında farkındalık yaratmak Türkiye için neden gerekli? Yani, obezite artıyor diyebilir miyiz?
Maalesef artıyor. Dünya Sağlık Örgütü’nün yapmış olduğu bir araştırmaya göre Türkiye’de 6-9 yaş grubunda 2013-2016 yılları arasında fazla kilolu ve şişman çocuk sayısı %2 artmış durumda. Ayrıca, kilo/boy kare oranında %30 un üzerine çıkma eğilimi olan bir prevalans, yani fazla kilolu değil, obziteye direk geçiş trendi olan bir prevalans olması sebebiyle olumsuz bir tablo çiziyor.
Türkiye’deki çocuk beslenmesi alışkanlıkları bir an önce ve hızlı bir şekilde düzeltilmeli ki yukarıda verilen istatistiğin sergilemiş olduğu olumsuz gidişat dursun ve ters yönde gelişmeye başlasın. Bu sebeple, Kids in the Kitchen olarak hem okullarla hem de kurumlarla iş birliği yaparak daha fazla sayıda topluluklara ulaşmaya çalışıyoruz. Ayrıca bakanlıklar, dernekler ve sivil toplum örgütleri seviyesinde de girişimlerimiz söz konusu. Amaç hep aynı; kısa sürede en fazla sayıda çocuğa ulaşabilmek!
Sağlıklı bireyler yetiştirmek için ebeveynlere ne gibi görevler düşüyor?
Aslında biliyor musunuz en önemli rol onların! Her konuda olduğu gibi sağlıklı beslenme konusunda da ebeveynler gerçek birer rol model ve en büyük sorumluluk onlara ait. Örneğin çocuk balık yemiyor, annesine soruyorsunuz, “Ben deniz mahsulü yemem!” diyor. Çocuk akşam yemek yemiyor, annesine soruyorsunuz, “Babası akşamları evde yemez!” diyor. Çocuğum çok tatlı yiyor diyen anneler var. Sevdikleri pastahanelerin önünden geçerken mutlaka alışveriş yapan ailelerdir bunlar genellikle. Fazla kilolu olan çocukların ebeveynlerinde çoğunlukla büyük tabakları tepeleme doldurma, tabağın bitirilmesi için ısrar etme veya o restoran senin bu restoran benim lezzet pesinde koşma alışkanlıkları vardır. Kahverengi makarna isteyen çocuğunuza “önce evdeki beyaz makarna bitsin” derseniz onun cesaretini kırmış olursunuz.
Eğer çocuğunuz sağlıklı ve dengeli beslensin istiyorsanız önce siz ve eşiniz sağlıklı ve dengeli beslenmelisiniz ve çocuğunuza bu konuda doğru tavsiyeler verebilmelisiniz.
Ebeveynler olarak 24 saat onların yanında olamayacağımıza göre, onlara her gün birer balık vermek yerine nasıl balık tutulacağını öğretmeliyiz. Bir başka değişle, biz yanlarında değilken bile ne yiyeceklerini ve ne kadar yiyeceklerini bilmeliler.
Bu projeyi ne kadar süre devam ettirmeyi düşünüyorsunuz?
Kids in the Kitchen ikimiz için de kalıcı bir proje. İş yaptığımız ve yapmak için iletişim kurduğumuz çoğu organ resmi, büyük ve önemli kuruluşlar. Gerek Türkiye’de gerekse İngiltere’de kurmakta olduğumuz her ilişkide onlara kalıcı olduğumuzdan, sürekli kendini geliştiren güvenilir bir proje olduğumuzdan bahsediyoruz. Yakın zamanda iş modelimizdeki gelişmelerle ne kadar köklü olduğumuzu daha iyi gösterebileceğiz.
Son olarak ebeveynler çocuklarını Kids in the Kitchen Sağlıklı ve Dengeli Beslenme Eğitimi’ne kaydettirmek için nasıl bir yol izlemeli?
Bizimle web sitemizden irtibata geçebilirler. Hem annelerden hem de babalardan, çocuklarının geleceği için bu konuya vakit ayırmalarını önemle rica ediyoruz.
Web: www.superkidsinthekitchen.co.uk