Covid-19’un sektörel etkileri sizce neler olacak? Bu zorlu dönemi atlatmak adına önerileriniz nelerdir?
Covid-19 salgınının hızlanmasıyla, küresel olarak bu süreçten etkilenmeden çıkacak neredeyse hiç bir sektör kalmadı. Sosyal ve ekonomik hayatı durma noktasına getiren Covid-19 salgını, dünyada ve Türkiye’de yaşam tarzı, iş yapış şekilleri ve tüketici alışkanlıklarını ciddi oranda değiştirdi ve bu değişiklikler devam edecek gibi duruyor. Bu zorlu dönemde, her sektör gibi AVM ve Perakende sektörü de ciddi olarak etkilendi. Koronavirüs krizinin etkilerini bizim sektörümüzde ancak ortak bir çaba ile aşılabileceğini, AVM ve Perakende sektörünün mümkün olan en iyi çözümleri bulmak için bundan böyle birlikteliklerini arttırarak yani omuz omuza çalışacağına inanıyorum. Bu süreçte gerek operasyonel gerekse diğer alınması gereken önlemler bakımından JLL (Jones Lang Lasalle) AVM yönetim kadrosu olarak çalışmalarımızı sürdürüyoruz. Ayrıca Halkı bilinçlendirme yönünde de çalışmalarımıza devam edeceğiz. AVM ziyaretçilerimiz, kiracılarımızın ve Çalışanlarımızın sağlığının korunması için tüm hazırlıklarımızı bu süreçte profesyonel şekilde yapıyoruz.
Ekonomik olarak bu dönemde ne gibi önlemler alınmalı?
Milletçe birbirimize destek ve dayanışma içinde olmamız gereken bu dönemde biz de yukarıda bahsettiğim gibi bu süre içinde yaşanacak ekonomik sıkıntıları da gidermek adına kiracılarımıza gerekli desteği verme konusunda her zaman yanlarında olduk. Bu dönemde gider bütçelerinin minimize edilmesi, doğru hesaplama önem arz etmektedir.
Siz bu süreci nasıl geçiriyorsunuz?
AVM’nin kapatılma kararından kısa bir süre sonra, AVM Yönetim ekibi olarak AVM’de görev almaya ve aksiyon planlarımızı hazırlamak için çalışmalara başladık. AVM de bulunduğumuz sürede mutlaka rutin AVM turlarımızı gerçekleştiriyor, yapılması gereken iyileştirmeleri her zaman olduğu gibi devam ettiriyor ve takip ediyoruz. Aslında AVM faaliyetteymiş gibi süreçlerimizi ilerletiyoruz.
Sizce hayat ne zaman normale dönecek, bu süreçte işlerinizi nasıl takip ediyorsunuz?
CVP: Hayat ne zaman normale dönecek sorusuna, Halkımız gerekli disiplin içinde olup uyarılara hassas davranmaya devam eder ve hükümetimizin aldığı kararlara uymaya özen gösterir isek, en yakın zamanda hayatımızın normalleşmesini ümit ediyorum. Bizler bu süreçte dediğim gibi AVM’mizde görev almaya, Sokağa Çıkma yasağının olduğu günlerde ise home Office olarak çalışmaya devam ediyoruz.
Corona pandemi sonrası en çok neyi özlüyorsunuz?
Palladium ailesini çok özlüyorum. Kiracılarımızı ve ziyaretçilerimizi… Açıldığımız 2008 yılında Ataşehir, İstanbul Anadolu Yakası’nın önemli bir yaşam merkezi olmaya başlamıştı.
Ataşehir’in gelişme sürecinin başında açılan Palladium, başta ilçenin daha sonra Anadolu Yakası’nın elit AVM’si olarak konumlandı. Çoğu Türkiye’de ilk kez gerçekleşen etkinliklere ev sahipliği yaptı. Bünyesinde bulundurduğu Ulusal ve Uluslararası seçkin markalarıyla misafirlerinin gözbebeği oldu. Ziyaretçi memnuniyetini her şeyin üstünde tutan yönetim anlayışımız ile kaliteli sadık bir kitle oluştu. Ziyaretçilerimiz bizi, biz de onları çok sevdik ve sevmeye devam ediyoruz. Onlarla aramızdaki bu samimi ilişki ile burası tam bir yaşam merkezi haline geldi. Her sabah ofise geldikten sonra mağazalara yaptığım ziyaretleri ve ziyaretçilerimizle sohbetlerimizi özledim.
Bu sene Meclisimizin açılışının 100. Yılı olan ve Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı 23 Nisan’da, pandemi sebebi ile oldukça farklı kutlandı, siz neler yaptınız?
Her zaman, sürprizlerle dolu yeni deneyimler yaşatma üzerine kurulu etkinlik ve projelerle her yıl 23 Nisanda minik ziyaretçilerimize özel hazırladığımız etkinlikleri maalesef bu sene gerçekleştiremedik ama sosyal medyamızda hazırladığımız özel bir video ile miniklerimizi unutmadık.
Mayıs ayı malum çok özel bir ay, Anneler günü. Yoğun ve başarılı AVM yönetiminin yanında aynı zamanda da bir annesiniz. İş ve özel yaşamda dengeyi nasıl kuruyorsunuz. Anneler günü mesajınızı alabilir miyim?
Yaşamımız boyunca birçok farklı rol ediniriz. Genellikle birden fazla rolü aynı anda yürütürüz. İş yerinde Yönetici rolündeyken evde eş, anne ve evlat rolümüzü devam ettiririz. Her rol kendine ait sorumlulukları beraberinde getirir. Çalışan anne olmanın belki de en zor kısmı birden çok rolü (eş, anne, çalışan birey) eş zamanlı ve mümkün olduğunca birbirini engellemeden yürütmeye çalışmaktır. Çalışan bir birey olarak işinizin gerektirdiği problem ve sorumlulukları profesyonellikle çözümlerken çocuğunuzun ihtiyaçlarını ve evinizin yönetimini aksatmadan sürdürmeniz gerekir. Çalışan bir anne olmak uzun, yorucu bir maraton koşmak gibidir. Size destek olup sizi çok zor koşullara hazırlamaya çalışan insanlar (eşiniz, aileniz, dostlarınız) olsa bile maratonu yalnız koşarsınız. İş ve ev arasındaki dengeyi korumak ve kaliteli zaman geçirmek için haftalık program yapıyorum. O haftanın iş yemekleri, katılmam gereken davetler ve kızımla, eşimle geçireceğim zamanı planlıyorum. Bu plana uyduğumda dengeyi sağlayabiliyorum. Tabii ki eşimin de bu süreçte hayatıma kattığı katkı çok büyük…
Hayatlarımızın en büyük anlamı ve karşılıksız sevginin simgesi olan Tüm Annelerimizin Anneler Günü’nü içtenlik ve sevgiyle kutluyorum.
