Dijital dünya ve elektronik tüm sistemler için son derece hızlı gelişmelerin yaşanmakta olduğu bir süreçteyiz. Doğruluğu, yanlışlığı ya da gerekliliği tartışmalı olsa da somut gerçek bundan sonraki dönemde dijital hayatın getirdiği düzenlemeleri asla göz ardı etmememiz gerekeceği yönünde. Covid-19 sürecinin katalizör olduğu bu gerçeklik, artık tüm paydaşlarına da dikkatli bir takip sorumluluğu getiriyor. Söz konusu düzenlemelerden en ön sıralarda etkilenen alanlardan biri de “Ticari elektronik iletiler.” Elektronik ticaret faaliyetinde bulunan gerçek ya da tüzel kişilerin (Hizmet Sağlayıcı) mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak, işletmesini tanıtmak ya da kutlama ve temenni gibi içeriklerle tanınırlığını artırmak amacıyla müşteri/alıcılarına telefon, çağrı merkezleri, faks, otomatik arama makineleri, akıllı ses kaydedici sistemler, elektronik posta, kısa mesaj hizmeti gibi vasıtalar kullanılarak, elektronik ortamda gerçekleştirdikleri ve ticari amaçlarla gönderilen veri, ses ve görüntü içerikli iletileri, ticari elektronik ileti olarak değerlendirilmektedir. Hizmet sağlayıcılar tarafından alıcılara gönderilecek olan ticari elektronik iletiler,6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun ile Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik kapsamında, Yönetmelik ile belirlenen istisnalar dışında, alıcının onayı olmaksızın gönderilemez ve izin dâhilinde gönderilen iletilerde de alıcılara ret imkânı sağlanmak zorundadır. Dolayısıyla, elektronik ticari faaliyette bulunan ve ticari elektronik ileti kullanarak, mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak, işletmesini tanıtmak isteyen tüm gerçek ya da tüzel kişilerin ticari elektronik iletileri gönderebilmek için iletiyi alacak olan tarafın onayına ihtiyacı bulunmaktadır. Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelik’te bu onayın yazılı olarak veya elektronik ortamda her türlü iletişim aracıyla alınabileceği ifade edilmekteydi. Ancak, söz konusu onay mekanizması, 4 Ocak 2020 tarihinde yapılan bir düzenleme ile sistematik bir yapıya kavuşmuştur. 4 Ocak 2020 tarihli Ticari İletişim ve Ticari Elektronik İletiler Hakkında Yönetmelikte Değişiklik Yapılmasına Dair Yönetmelik ile Ticaret Bakanlığı tarafından ulusal bir ticari elektronik ileti yönetim sisteminin kurulması yönünde düzenleme yapılarak, Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği bu konuda görevlendirilmiştir. Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği tarafından ise bu amaçla hizmet vermek üzere İleti Yönetim Sistemi A.Ş. kurularak, İleti Yönetim Sistemi’nin (İYS) hayata geçirilmesi yolunda ilk adım atılmış oldu. Yeni Yönetmelik ile birlikte Ticari Elektronik İleti gönderimi yapmak isteyen gerçek/ tüzel kişilerin öncelikle İYS’ye kayıt yapması zorunluluğu getirilmiştir. İlaveten, İYS üzerinde onayı bulunmayan alıcılara, ticari elektronik ileti gönderilemez denilmek suretiyle, elektronik ticari faaliyette bulunan ve ticari elektronik ileti kullanarak, mal ve hizmetlerini tanıtmak, pazarlamak, işletmesini tanıtmak isteyen tüm gerçek ya da tüzel kişilerin iletileri gönderebilmek için alıcılardan edinmiş oldukları onayları İYS vasıtasıyla yönetmeleri gerekecektir. Hizmet sağlayıcı, kendisine iletilen ret bildirimlerini 3 iş günü içinde İYS’ye bildirecek, alıcı reddetme hakkını İYS üzerinden de kullanabilecektir. Şikâyet başvuruları ise öncelikle İYS üzerinden ön incelemeye tabi tutulacaktır. İYS sistemine kayıt için ilk etapta tanınan süre 1 Haziran 2020 olarak belirlenmişse de gerek Yeni Yönetmelik’in yürürlüğegirmesi ile tanınan süre arasındaki sürenin kısalığı gerekse Covid-19 sürecinden kaynaklı ertelemeler göz önünde bulundurularak, söz konusu süre 31 Ağustos 2020’ye kadar uzatılmıştır. Yani hizmet sağlayıcıların onaylarını İYS’e yüklemeleri gereken son tarih 31 Ağustos 2020’dir. Pek çok elektronik ticari faaliyette bulunan ve ticari elektronik ileti yöntemini kullanan gerçek ve tüzel kişi tarafından bilinmeyen ya da gözden kaçan bu yeni düzenleme bundan sonraki süreçlerde sıkça karşımıza çıkacak son derece önemli sistematik bir yapıdır. Zira, İYS sistemi, hizmet sağlayıcı ile alıcı arasında tam bir entegrasyon sağlanmaya çalışarak, alıcının da vermiş olduğu izinleri kontrol imkânı sağlamaktadır. Dolayısıyla da gerek İYS gerekse iletinin her iki tarafınca da süreçler elektronik olarak takip ve ispat edilebilme seviyesine taşınmak istenmektedir. Her ne kadar İYS sisteminin bir diğer yönden Kişisel Verilerin Korunması mevzuatı açısından tartışılması mümkün olsa da şu aşamada aksi bir düzenleme ya da yargı kararı oluşuncaya kadar İYS sisteminin uygulanması gerekeceği ortadadır. Hizmet sağlayıcılar tarafından onayların İYS’ye yüklenmesi gereken son tarih de son derece yakın bir zaman sonra dolmaktadır. Bu nedenle elektronik ticari faaliyetlerin her zamankinden de çok hız kazandığı bu dönemde İYS düzenlemelerine elektronik ticari faaliyette bulunan tüm gerçek ve tüzel kişiler tarafından süratle vakıf olunması ve konuya gereken önemin verilmesi yönünde çalışmaların biran önce tamamlanması gerekmektedir. Bu ufak hatırlatmamızın süreç açısından farkındalık oluşmasına gereken katkıyı sağlaması dileğiyle…