“Üretime Dönüş” buluşmalarını başlatan Türkiye Finans Katılım Bankası’nın Genel Müdür Vekili Murat Akşam: “Türkiye’nin 500 milyar Dolar ihracat hedefine inanıyoruz ve her türlü desteği vermeye hazırız”
Türkiye Finans Katılım Bankası’nın hayata geçirdiği, “Üretime Dönüş” buluşmaları “Holdinglerin Yeni Ajandası” oturumuyla başladı. 6 Ekim Salı günü dijital olarak gerçekleştirilen oturumun ilk konukları Sabancı Holding, Zorlu Holding, Limak Holding, Kibar Holding ve Anadolu Grubu CEO’ları oldu.
Oturuma ev sahipliği yapan Türkiye Finans Genel Müdür Vekili Murat Akşam, Türkiye’nin geleceğinde, üretim ve ticaretin esas olduğunu belirterek, “Ülkemizin sürdürülebilir büyümesi için üretim olmazsa olmaz. Türkiye’nin 500 milyar Dolar ihracat yapabilecek kapasitede olduğunu biliyor ve bu hedefi yakalayacağına canı gönülden inanıyoruz. Bu hedefin gerçekleşmesi için toplumun farklı kesimlerinin yanında olmaya ve her türlü desteği vermeye hazırız” dedi.
Türkiye Finans Katılım
Bankası’nın Fast Company dergisi iş birliğiyle yıl boyunca
gerçekleştireceği “Üretime
Dönüş” buluşmalarının ilki “Holdinglerin Yeni Ajandası”oturumuyla
6 Ekim Salı günü gerçekleştirildi. Ev sahipliğini Türkiye Finans Genel Müdür Vekili
Murat Akşam’ın yaptığı dijital oturumun konukları Anadolu Grubu CEO’su Hurşit Zorlu,
Kibar Holding CEO’su Haluk Kayabaşı, Limak Yatırım Yönetim Kurulu Başkanı Ebru
Özdemir, Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper ve Zorlu Holding CEO’su Ömer Yüngül oldu.
Holdinglerin 2020 ajandalarının ve 2021 stratejilerinin konuşulduğu oturumda, ülke ekonomisinde üretimin yeri ve reel sektör yatırımları mercek altına alındı. Oturuma katılan konuklara ve izleyicilere teşekkür ederek sözlerine başlayan Türkiye Finans Genel Müdür Vekili Murat Akşam, pandemi dönemini dinamik bir şekilde yönettiklerini belirterek yılın ilk yarısını fonlama ve mevduat tarafında tahminlerin ötesinde bir rakamla %40’lık bir büyüme ile kapattıklarını dile getirdi. Yerinde hizmet anlayışı ile pandemi döneminde de sahaya inerek müşterilerinin yanında olduklarını belirten Murat Akşam, “Tüm katılımcılara, bizi izleyen ve dinleyen herkese teşekkür ediyorum. Bankacılık sektörü olarak hem kurum hem sektör özelinde dinamik olmaya alışkınız. Bu seneye de çok dinamik bir şekilde başlamıştık. Pandemi dönemi ile süreçlerimiz daha da hızlandı. Çalışanlarımızın ve müşterilerimizin sağlığını önceliğimize alarak çok hızlı aksiyonlar aldık. Bu dönemde KOBİ’lerin, esnafın, üreticinin ve bireysel müşterilerimizin işlerini devam ettirebilmeleri için onlara her alanda destek olduk” dedi. Türkiye’nin sürdürülebilir büyümesi için üretim odaklı kalkınmanın teşvik edilmesinin çok önemli olduğunu vurgulayan Akşam, memleketin geleceğinde üretim ve ticaretin esas olduğunu belirterek, “Ülkemizin sürdürülebilir büyümesi için üretim olmazsa olmaz. Banka olarak yenilikçi ürünler geliştirmeye ve üretime inanıyoruz. Türkiye’nin üreticisi, esnafı ve finans kuruluşlarıyla 500 milyar Dolar ihracat yapabilecek kapasitede olduğunu biliyor ve bu hedefi yakalayacağına canı gönülden inanıyoruz. Bu hedefin gerçekleşmesi için toplumun farklı kesimlerine her türlü desteği vermeye hazırız. Üretim yapan sanayicilerimizi gözlemlediğimizde ciddi bir üretim hamlesi olduğunu görüyoruz. Tekstilden otomotive büyük bir üretim seferberliği var. Bu ülkenin sürdürülebilir büyümesi üretim ve ihracattan geçiyor. Türkiye Finans olarak bilançomuzu büyütürken imalata, sanayiye, ihracatçılara, lojistik, müteahhitlik ve enerji tarafına kuvvetli bir şekilde destek vermeye devam edeceğiz” şeklinde konuştu.
Türkiye’nin en büyüklerinin 2021 stratejilerinde üretim ve ihracat var
“Holdinglerin Yeni Ajandası” oturumunda söz alan Sabancı Holding CEO’su Cenk Alper, tüm dünyadaki kriz ortamına rağmen 2020 yılında dengeyi yakaladıklarını belirterek, “Teknolojik altyapımızı güçlendirmeye devam ediyoruz. Pandemi döneminde de işlerimizi dijital ortama taşıdık. Giyilebilir teknolojiler gibi yenilikçi inovasyon üretiminde de iddialıyız” dedi. Cenk Alper, mayıs ayından itibaren pandemi sonrası oluşacak fırsatlara odaklanmaya başladıklarını belirterek, 2021 yatırım planlarına ilişkin şunları söyledi: “2021 yılında 3 farklı noktada yatırımlarımıza odaklamak istiyoruz. Biri, Türkiye ve yurt dışında dengeli bir büyüme. İkincisi, yenilenebilir, sürdürülebilir yatırımların sağlanması. Üçüncüsü ise dijital ve malzeme teknolojilerinde yatırımlar. Bu üç alanda yatırımlara devam edeceğiz.”
Limak Şirketler Grubu Yönetim Kurulu Başkanı Ebru Özdemir, pandemi sonrası ekonomide toparlanmanın başladığını ifade ederek, Türk işletmelerinin pandemide bir şekilde ayakta kalmalarını sağlayacak adımları attıklarını belirtti. Bir örnekle sözlerine başlayan Ebru Özdemir, Gaziantep’in Suudi Arabistan’ın en büyük halı tedarikçisi olduğunu hatırlatarak, hac işlemleri yapılmayınca halıların da üretilemediğini, bu nedenle üreticilerin maske üretimine yönelerek esnek bir şekilde ayakta kaldıklarını söyledi. Çin’le ticaretin gözden geçirileceği 2021’de Türkiye’nin pek çok fırsata sahip olduğunu aktaran Özdemir, Türkiye’nin hem tedarik hem de üretim üssü olabileceğini; bunun da fabrikaların, yolların, havalimanlarının ve lojistik merkezlerinin yeniden yapılması anlamına geldiğini, bu durumun altyapı yatırımcılarının ve inşaat şirketlerinin önünü açacağını vurguladı.
Anadolu Grubu CEO’su Hurşit
Zorlu, tüm iş yapış süreçlerinin tekrardan gözden geçirildiğini ve
yeni dünyaya buna göre adapte olunması gerektiğini dile getirerek, “2021 yılı
pandeminin etkisiyle belirsizliklerin yaşanacağı bir yıl olacak. Bu nedenle
temkinli adımlar atmamız gerekiyor. Tüm dünya ekonomileri bu durumla mücadele
ediyor” dedi. Her şeye rağmen 2021 yılının ekonomide büyüme bekledikleri bir
yıl olacağını belirten Hurşit
Zorlu, “Yatırım tarafında bir süre daha temkinli olacağız.
Zorunlu olmayan yatırımları uzun döneme yayan bir şekilde ilerletmeyi
planlıyoruz. Müşterilerimize ve tüketicilerimize kesintisiz hizmet verebilmek
için tüm altyapı yatırımlarımızı gerçekleştiriyoruz” dedi.
Kibar Holding CEO’su Haluk
Kayabaşı ise 2019 yılını, hedefledikleri doğrultuda 7 milyar Dolar’ın
üzerinde bir ciro ile kapattıklarını belirterek, “Maliyetlerin artışı ve yüksek
rekabet koşullarının etkisiyle hemen hemen her sektörde kayıplar yaşanabiliyor.
Oldukça hızlı bir başlangıç yaptığımız 2020 yılının başında salgını yakından
takip ederek, salgın Avrupa’ya ulaşmadan gerekli tüm tedbirlerimizi almıştık.
Ülke çapında virüse karşı verdiğimiz mücadeleyi birlik beraberlik içerisinde
yürütmemiz sayesinde pek çok kazanımımız oldu. 2020 yılında pandeminin hem
küresel hem de ülke ekonomisinde yarattığı tüm olumsuzluklara rağmen süreci
iyileştirme yönündeki çalışmalarımız devam ediyor. Dünya üzerindeki birçok
ülkeye göre ciddi avantajlarımız var” dedi.
Pandemi döneminin iş dünyasına
çok şey öğrettiğini ifade eden Zorlu
Holding CEO’su Ömer Yüngül de pandeminin iş dünyasında
paydaş odaklı, sürdürülebilir büyüme modeline geçilmesinin önemini gösterdiğine
işaret ederek, bu dönemin çalışma şekline de yeni bir bakış açısı
kazandırdığını belirtti.
Salgın döneminde artan dijital yatırımlara değinen Türkiye Finans Genel Müdür Vekili Murat Akşam, pandemiyle beraber dijitalleşmeyi daha iyi kavradıklarını ifade ederek, müşteriye yerinde hizmet götürmeleri gerektiğini daha iyi anladıklarını dile getirdi. Türkiye’de 52 milyon kişinin bankacılık hizmetlerini mobilden aldığını belirten Murat Akşam şunları söyledi: “Türkiye’de 52 milyon kişi bankacılık hizmetini mobilden alıyor. Dolayısıyla bu açıdan baktığımızda dijitalleşme olmazsa olmaz. Pandemi dönemiyle birlikte daha hızlı, daha çevik ve daha dijital bir sürece geçtiğimizi düşünüyoruz. Hayatımızı her alanda bu şekilde devam ettireceğimize inanıyoruz.”
Akşam,
bankacılık sektöründe dijitalleşme alanında çok iddialı işler yapıldığına ve
ciddi bir rekabet olduğuna dikkat çekerek, “Türkiye Finans olarak bu alana
kuvvetli bir şekilde yatırım yapıyoruz. Pandemi döneminde de bu
yatırımlarımızın etkisini gördük. Dijitalden başvuru sayımız 6 kat, dijitalden
gelen yeni müşteri sayımız ise 4 kat arttı. Müşterilerimizi iyi dinleyerek ve
ihtiyaçlarını doğru analiz ederek, dijitalleşme ile yenilikçi ürünleri daha
fazla artırmak için çalışmalar yapıyoruz” diyerek sözlerini şu ifadelerle
noktaladı: “Biz Türkiye’nin hayata katılım bankasıyız. Hayat denince bunun
merkezinde insan var. Merkezimize insanı alarak kendimize bir misyon
belirledik. Birlikte kazanan ve paylaşanların hayata katılım bankası olarak ne
kazanıyorsak bunu paylaşmayı kendimize amaç ediniyoruz. İnsanı merkeze alarak
toplumun belirli kesimlerine dokunmaya ve tempoyu artırarak toplumsal fayda
sağlamaya devam edeceğiz.”